145. istEMbul’u 21 Ocak Salı akşamı Şişhane Safi Meyhane’de
yaptık. Bir önceki yemekte belirlediğimiz üzere organizasyonun keyveniliği bendeydi. İşimizi de
kolaylaştıracak şekilde yeri de belirlemiştik: Karaköy lokantası. Karaköy
lokantasının 8 kişiden fazla grupları almayan bir yer olduğu söylendi, biz de
bunun arkasından dolanır hallederiz dedikJ
Ertesi gün işe
koyuldum, Karaköy lokantasını arayıp 25 kişilik bir organizasyon yapabilir
miyim diye sordum.Hafta içi olacak sizin için de uygun olur dedim, fix menü uygulamalarının
olup olmadığı sordum.İkisine de hayır cevabını alınca peki dedim, kapattım.
Bunun üzerine hem arkadaşlarımdan hem de internetten başka yerler için
araştırma yapmaya başladım,orası olmazsa Karaköy’de başka bir yerde yapalım
diye. Birkaç yer buldum, hafta sonu gider bakarım diye kenara not ettim, ancak
bir türlü gidip bakmaya zamanım olmadı. Bu arada iş değişikliği yaptım ve yoğun
bir döneme girince bir süre ilgilenemedim.
Aradan 2 hafta geçtikten sonra tekrar bir Karaköy
lokantasını arayıp tekrar bir şansımı deneyeyim, olmazsa başka yere bakayım
dedim.Bu sefer 8 kişilik fix fiyata rezervasyon yaptırdım (rezervasyonu üst
katta yaptırdım; düşüncemiz üst katta kendi aramızda olmaktı)Daha sonra ikinci
8 kişilik rezervasyonu yapmak üzere Oğuzhan bey (Aygün) aradı. İlk
sürprizimizle karşılaştık. Üst katta bir masada rezervasyon yaptırdık ancak
ücret benim aldığımdan daha fazlaydı. Bunu kendi aramızda hallederiz dedik ve bu
arada Listem’den duyurusunu yaptık. Tabii
ki sayı 16’yı geçti ve üçüncü rezervasyonu yapmak gerektiJ. Üçüncü
rezervasyonu da Metin bey (Uzunoğulları) yaptı, ancak ikinci sürpriz: fix fiyat
yok ve alt kattaJ
Bu arkasından dolanma işi biraz ayağımıza dolanmıştıJ
bu arada sayımız artmaya da devam ediyordu.
Orda yapmaya niyetlendiğimiz için bir şekilde halletmeye
çalışayım diye düşündüm ve kalktım Karaköy lokantasına gittim. Oradaki en
yetkili kişiyi sordum ve açıkça durumu anlattım, biz buraya niyetlendik ve
yemeğimizi burada yapmak istiyoruz dedim. Farklı isimlerle rezervasyonlar yaptırdık
ancak farklı fiyatlar alınca gelip konuşmak gerekti diye belirttim. Bizim kendi
halinde iyi insanlardan oluşan güzel bir grup olduğumuzu söyledimJ.
Başta kesinlikle olmaz dediler, zaten bunu yapacak masalarımız da yok falan
filan… Neyse sonunda orda çalışan kişiyi ikna ettim, bütün grup adına da uslu
olacağımıza söz verdimJ
Tabii orda çalışan arkadaşımız patrona da sormalıyım dedi,
peki sor dedim.Patron ayrı bir nuh-peygamber vakası. Ben de daha fazla
zorlamadım ve çıktım oradan. (Benim için de Karaköy lokantası macerası o gün
bitti çünkü müşterisine çözüm sunmayan bir yere gitmemekle çok bir şey
kaybedeceğimi düşünmüyorum. Yaptıklarının çok mantıklı bir açıklamasının
olduğunu sanmıyorum, birçok yer bunu yönetebiliyorken onların yönetmek yerine
ortadan kaldırmaları gereksiz bir ukalalıktan başka bir şey değil diye düşünüyorum.)
Tabii bu arada günlerden Pazar, yemek Salı günü ve yıllardır yapılan yemeğin
sorumluluğu üzerimdeJ
Karaköy’den çıktım bir yandan daha önce
bildiğim yerlere bakıyorum, bir yandan arkadaşlarımı arayıp yeni bir yer
bulmaya çalışıyorum. Birkaç yere baka baka Şişhane’ye çıktım. Arkadaşımla
telefonda konuşurken durduğum yerde kafamı kaldırdım; “safi meyhane”. Burayı daha önce duymuştum
ama gitme şansım olmamıştı arkadaşıma da sordum, girdim içeri rezervasyonu
yaptırdım. En kötü buraya geliriz dedim ama tabii başka yerlere de bakmaya
devam ediyorum. Şişhane’den yukarı tünele çıkarken yukarıdan bir grup koşarak
geliyordu, arkadan günlük hayatımızda alışageldiğimiz gaz, ses bombaları ve tabii ki beraberinde TOMAJ. Internet
sansürünün protestosu vardı o gün. Benim ise o sırada kendimce daha büyük bir sorunum
vardı: istEMbul organizasyonuJ
Metro girişinin oraya kenara çekildim, insanlar aşağılara
kaçınca polis de geri çekildi. Ben bu arada Odakule’nin oralarda olan bir mekânla
konuşmaya gitmeye çalışıyorum ancak polis geri çekilince insanlar tekrar
toplanıyor ve hop tekrar gaz bombaları ve geri kaçış. Birkaç sefer böyle bir
ileri iki geri olunca ve gaz bombasından etkilenmeye başlayınca baktım yukarı gidemeyeceğim,
vazgeçip eve döndüm.
Ertesi sabah Oğuzhan beyle konuşup Safi meyhanede yapmaya
karar verdik ve hemen mailini attık. Gelebilenlerle yemeğimizi gerçekleştirdik.
Buradan da gelen herkese teşekkür ediyorum.
Dürüst olmak gerekirse ilk sefer aradıktan sonra orada
yapmanın fazla zorlamak olduğunu düşündüm ama oraya niyetlendiğimiz için bir
şekilde vazgeçmek de istemedim. İyi bir girişimci nerede bırakması gerektiğini
bilmeli sanırım ama bazen duygusal faktörler devreye girebiliyorJ
Bunu yazmak nereden çıktı derseniz; Nezih hocam
tecrübelerimizi paylaşmamızın önemini belirterek bu tecrübemi yazabilir
miyim diye sorunca nasıl hayır diyebilirdim.
Nezih hocama, benden bunu yazmamı istediği için teşekkür
ederim. Normalde olayların muhasebesini kafamda yapardım ancak yazınca daha iyi
yapılıyormuş.Bu yazı, bundan sonrası için yazarak muhasebe yapmak ve dersleri
çıkarmak adına bana bir fikir vermiş oldu.
Yeni istEMbul'larda görüşmek dileğiyle.
Sevgiler,
Şenay Kaya'07